Halebî

Ebû’l-Ferec Nûreddîn Alî b. Burhâniddîn İbrâhîm b. Ahmed el-Halebî (Ö. 1044/1635)

es-Sîretü’l-Halebiyye adlı eseriyle tanınan müellif, Şafiî fakihi.

 

Hayatı: 975′te (1567-68) Kahire’de doğdu.[1] Lakabı Nûreddîn olup, babasının lakabı ise Burhâneddîn idi. “Halebî” nisbeti ile meşhûr oldu. İmam Şafiî’nin kabri yakınındaki Sâlihiyye Medresesi’nde müderrislik yaptı, 29 Şaban 1044′te (17 Şubat 1635) vefat etti ve Mücavirin Kabristanı’na defnedildi.[2]

Tahsili: İlim tahsiline Mısır’da başladı. Tahsil hayatı, uzun yıllar Şemseddin er-Remlî’nin ders­lerine devam ederek geçti.[3] Sonra, büyük âlim Muhammed Bekrî’den ders aldı. Bunlardan başka; Nûreddîn Zeyyâdî, Şihâbüddîn İbni Kâsım, İbrâhim Alkamî, Sâlih-i Bülkînî, Ebû Nasr Tabalâvî, Abdullah Şensûri, Sa’düddîn-i Merhûmî, Sâlim-i Şemşîrî, Abdülkerîm-i Bûlâkî, Muhammed Hafâd, Ebû Bekr Şinvânî, Mansûr Havânekî ve Muhammed Meymûnî, İmâm Ali bin Ganim el-Makdisî, Muhammed Nahrîrî, Sâlim Senhûrî, Muhammed bin Tercüman, Muhammed Zefzâf gibi birçok Şafiî, Hanefî ve Mâlikî mezhebi âlimlerinden ilim tahsil etti.[4]

Talebeleri: Kâhire’de Salâhiyye Medresesi’nde müderrislik yaptı[5] ve çok talebe yetiştirdi. Tedris halkası, âlimlerin ve fâzılların meclisi olmuştu. Salâh ve takvâsı, ilmi ve irfanı ile mütenâsib idi. Birçok kişi kendisinden ilim öğrendi. Nûreddîn Şebrâmelisî, Şemseddîn Muhammed Vesîmî, Şemseddîn Muhammed Nahrîrî gibi daha birçok âlim, ona talebelik yapıp ilim aldılar.[6]

İlmî Kişiliği: Halebî; ilmiyle âmil, güzel ahlâklı ve çalışkan bir kimse olup hayatını ilim öğrenmek ve öğretmekle geçirdi. Şafiî fıkhında çok yükseldi. Hicrî 11. asrın büyük âlimleri arasında yer aldı. Bilhassa fıkıh, hadîs, tefsîr ve tasavvuf ilimlerinde zamanının bir tanesi idi.

Siyerciliği: Halebî’nin siyerciliği hakkında söylenebilecek olan onun eserini meydana getiriş şeklinde yer alır. Zira kendisi daha önceki müelliflerin eserlerinden ya ihtisar yapmış ya da alıntılarda bulunmuştur. Ancak eserinin İslam dünyasında çokça tanınması ve kaynak kabul edilmesi onun önemli siyerciler arasında yer almasını sağlamıştır. 

Hakkında Söylenenler: Muhibbî diyor ki: “Halebî, Şafiî âlimi olup, “Sîret-ün-Nebeviyye” adındaki eserin sahibidir. Zamanının allâmesi, meşâyıhın meşhûrlarının en yükseği olan büyük bir âlimdir. O sanki ilim dağlarından bir dağ, sahili olmayan bir ilim denizi idi. Çok yumuşak bir huya sahipti. Bütün yükseklikleri kendinde toplamıştı. Bütün ömrünü, faydalı ilimleri öğrenmekte ve yaymakta harcadı. Zamanında, kimsenin yazmadığı şekilde çok güzel eserler te’lîf etti. İlim tahkîkinde gayet mahirdi. Anlayışı keskin, fikri kavi idi. Fetvâlarında araştırıcı idi. İlim ile amel sahibi bir zât idi. İnsanların âlimi ve avamı ilim tahsili için yakın ve uzak memleketlerden onun yanına gelirlerdi. Sîreti ve sûreti güzel idi. Heybet ve vakâr sahibi bir zât olup kendisine çok hürmet edilirdi. Derslerinde latifeler yapardı. Bütün âlimler onu, tam bir fazilete, heybet ve ihtişama sahip bir zât olmakla medh ederlerdi. Sultan Mezâhî de onun derslerine devam ederdi. Halebî de ona yakınlık gösterir, ayağa kalkıp elini öperdi. Derste üzerine oturduğu minderini onun altına sererdi. Halebî, bütün kitaplarını Mezâhî’ye vakfetti.” [7]

Eserleri: Fıkıh, tefsir, hadis, Arap dili ve edebiyatı, tarih ve tasavvuf sahaların­da temayüz eden Halebî çoğu haşiye, şerh ve telhis olmak üzere kırktan fazla eser yazmıştır. Ancak burada kendisiyle özdeşleşen siyere dair yazdığı eser daha da öne çıkmaktadır.

es-Sîretü’l-Halebiyye-İnsânû’l-uyûn fi Sîreti’l-Emîni’l-Me’mûn: Bu unvan ile meşhur bir eserdir.[8] Halebî, Ebû’l-Mevâhib Muhammed b. Muhammed es-Sıddîkî’nin işaretiyle ka­leme alıp 1043′te (1633) tamamladığı bu eserini, İbn Seyyidünnâs’ın[9] Uyûnü’l-Eser’i ile Şemseddin eş-Şâmî’nin es-Sîretü’ş-Şâmiyye’sini ihtisar ederek mey­dana getirmiştir. Ayrıca esere Muham­med b. Saîd el-Bûsîri’nin el-Hemziyye fi’1-Medfâhi’n-Nebeviyye ve el-Kevâkibü’d-Dürriyye fî Medhi Hayri’l-Beriyye adlı eserleri, İbn Seyyidünnâs’ın Büşra’l-Lebîb Bizikra’1-Habîb adlı di­vanı ve Takıyyüddin es-Sübkî’nin et-Tâ’iyye’sinden de bazı ilâvelerde bulunmuş­tur. (Keşfü’z-Zunûn, 180; Ahlwardt, IX, 170).

Kitapta Hz. Peygamber’in soyu, doğumu, annesinin ve dedesi Abdulmuttalib’in vefatları, amcası Ebû Tâlib’in yanında kaldığı dönem, peygamber olması, ilk müslümanlar, Hz. Hamza ve Hz. Ömer’in Müslüman oluşu, Habeşis­tan’a hicret, Tâif Seferi, isrâ ve mi’rac, Medine’ye hicret, Rasûl-i Ekrem’in katıl­dığı gazveler, çeşitli hükümdarlara gön­derdiği davet mektupları, Veda Haccı, Hz. Peygamber’in yakınları, şairleri, mü­ezzinleri ve aşere-i mübeşşere hakkın­da bilgi verilmektedir. Eser, Rasûl-i Ek­rem’in doğumundan ölümüne kadar ce­reyan eden olayların kronolojisiyle son bulmaktadır. es-Sîretü’l-Halebiyye di­ğer siyer kitaplarından farklı bir yönü bulunmayan, konuları iyi tasnif edilme­miş derleme bir eserdir. Bununla birlikte İslâm dünyasında büyük ilgi görmüş, ih­tisar ve tercüme edilmiş, ayrıca man­zum hale getirilmiştir.

 Çeşitli baskıları yapılan kitap, (Kahire 1280, 1304, 1308; Bulak 1292) Muhammed Altuncî tarafın­dan bazı ilâvelerle birlikte yayımlanmıştır (Dımaşk 1409/1989). Bennâ diye meş­hur olan Şehâbeddin Ahmed b. Muham­med ed-Dimyâtî eseri Muhtasarü’s-Sîreti’l-Halebiyye (DİA, V, 458), Ahmed b. Ebû Bekir el-Arîfî el-Bathîşî Hulâsatü’l-Eser fî Sîreti Seyyidi’l-Beşer, Abdürrezzâk el-Miştînî de Risale fî Âli’l-beyt (Brockelmann, GAL, II, 395; Suppl, II, 418) adlarıyla ihtisar etmişlerdir, es-Sîretü’l-Halebiyye, Ebû Bekir b. Mahmûd el-Ömerî tarafından bir cüz halinde nazmedilmişse de tamamlanamamıştır (Kehhâle, III, 75). Mütercim Âsım Efendi’nin Terceme-i Siyerü’1-Halebî adıyla Türkçeye çevirdiği (Kahire 1248) ve yan­lışlıkla Nûreddin el-Halebî’ye nispet etti­ği kitabın asıl müellifi İbrahim b. Mustafa el-Halebî el-Mudarî olup bu eser Nazmü’s-Sîre adını taşımaktadır (Murâdî, I, 39).[10]

Siyer-i Nebi Dergisi 26. Sayı / Mart-Nisan 2014

 


 


[1] C. Brokelmann, İA, c. 5/1. s.123.

[2] Cevat İzgi, DİA, c. 15, s. 232-233.

[3] Cevat İzgi, DİA, c. 15, s. 232-233.

[4] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Evliyalar-IslamAlimleri-Detay-HALEBI_Ali_bin_Ibrahim-3561.aspx.

[5] C. Brokelmann, İA, c. 5/1. s.123.

[6] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Evliyalar-IslamAlimleri-Detay-HALEBI_Ali_bin_Ibrahim-3561.aspx.

[7] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Evliyalar-IslamAlimleri-Detay-HALEBI_Ali_bin_Ibrahim-3561.aspx.

[8] C. Brokelmann, İA, c. 5/1. s.123.

[9] Bkz. Ali Erdoğdu, Siyer-i Nebi, Sayı:18, s. 60-61.

[10] Cevat İzgi, DİA, c. 15, s. 233.

Yazar: 

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.