Hz. Ebû Bekir için, dini adına tebliğ yapamadığı, insanların elinden tutamadığı, namazını kılıp Kur’ân’ını açıktan okuyamadığı yerde, bir müşriğin koruması altında yaşamaktansa Allah’ın inayetine sığınmak daha makûldü. Aslanı zincire vurup bağlamak gibi bir şeydi bu.
Sahabiler
Medine’nin İlk Müslümanları
Bütün dünya korkunç bir cehalet içinde yüzüyordu. Özellikle de Arabistan’da puta tapıcılık almış başını yürümüştü. Her tarafı zulmet kaplamış, cahiliyet ve şirk bütün dimağları veadem saraç siyerinebi ilk müslümanlar vicdanları karartmıştı.
Yetişmiş İnsan: Sahâbe
Bugün herkes her şeye talip olduğu için, ciddi bir başarı elde edemiyoruz. Haklıya hakkını vermek gerekir. Herkes her şeyi yapamaz. Öyleyse hangi işi kim daha iyi yapacaksa, o iş ona verilmeli. Hatta işini en iyi şekilde bilen kişilerden herhangi bir talep beklemeden işi ehline vermemiz gerekiyor.
Es’ad ve Arkadaşları
Peygamber Efendimiz (sas), sadece Akabe mevkiinde değil, Mekke ve çevresinde on yılı aşkın bir zamandan beri İslâm’ı anlatıyor, insanları İslâm insanı olmaya davet ederek, onların kurtuluşu için gece gündüz tebliğ ediyordu.
Hocanın Hocalığı
Yesrib değişiyordu, Yesribliler de değişiyorlardı. İslâm ile şereflenmeleri üzerine İslâm esasları ile şekillenip, Kur’ân ile arınan bu kutlu insanlar, aynı zamanda, Hz. Mus’ab bin Umeyr’in sohbet halkalarında çok iyi bir şekildeyetişmişlerdi; yetişiyorlardı.
Öncüler
Peygamberimiz aleyhisselâm, Mekke müşriklerinin -saklamak üzere- kendisine bırakmış oldukları emanetleri sahiplerine iade edinceye kadar Mekke’de kalmasını, Hz. Ali’ye siyerinebi öncüler sahabe ashabı kiram emretmişti.Önce çok büyük tehlikeler atlatan Hz. Ali (ra), daha sonra rahatladı.
Tatlı Dil, Güler Yüz
Cihan Güneşi Efendimiz Kâbe’ye Tufeyl’den daha önce gelmişti. Etrafındakilere Kur’ân-ı Kerim okuyordu. Kulağındaki pamuklar sebebiyle hiçbir şey duymayan Tufeyl, kendi davranışını yadırgadı. “Yahu ben iyiyi kötüden ayırmaktan aciz bir adam mıyım da böyle kulak tıkıyorum.
Öyle Bir Sevgi
Sevilen nice insan gelip geçmiştir şu dünyadan. Ama Rasûl-i Kibriyâ’ya duyulan sevginin bir benzeri ne görülmüş, ne de duyulmuştur. Özellikle ashâb-ı kirâm arasında, bu emsalsiz sevgiyi engin gönüllerinde besleyip geliştiren nice büyük insan vardır.
- ‹‹
- toplam 8 içinde 8
