Bin aydan daha hayırlı bir gecenin içinde bulunduğu bir aydayız. Bu ay, idrak etmekte olduğumuz Ramazan ayıdır. Bu gece Ramazan ayının içinde gizlenen Kadir Gecesidir. Bu gece müminlerin manevî fırsat gecesidir. Akıllı müminler yılda bir kez ele geçen bu fırsatı asla kaza etmezler. Bu gecede gül kokulu dualar Rabbin katından yankı bulur. Sezai Karakoç’un deyimiyle gecelerin de imamı vardır. Gecelerin imamı Kadir Gecesi’dir. Sezai Karakoç’un bu geceyle ilgili güzel bir değerlendirmesini dikkatlerinize sunmak istiyorum:
“Belki bu gecedir, belki başka bir gecedir, Kadir Gecesi… Kur’an’ın övdüğü bir gecedir Kadir Gecesi… Kur’an gelmeseydi, kâinat ve varlık, her türlü yaradılış, sırrı çözülmez bir tılsım, bir büyü gibi kalırdı. O, yaradılış bilgisinin ders kitabı olarak bir Kadir Gecesi’nde indi. İşte Kadir Gecesi, kâinata anlamını getiren gecedir.
En ağır hastaların bile hafifledikleri, öteye geçen müminlerin bir kuş hafifliğiyle geçtikleri, yoksul sofraların gökten gelme bir bereketle birdenbire zenginleştiği bir gecedir Kadir Gecesi… Ey gözlere gizli, fakat gönüllere aşikâr Kadir Gecesi! Zamanın kalbinde en doğru ve şaşmaz bir saat gibi çınlayıp giderken, yurdumun üstüne, vahyin geçmez izini ve yıpranmaz eserini, ölmez sesini bir kere daha işle… Seni bulmak için bilen gönül, çöllere bile düşmek gerekseydi, düşerdi. Kutuplarda buzların altında, bin yıl kalıp almak gerekseydi, alırdı. Fakat sen, kendin geliyorsun. Seni bulmak için arınmış bir kalple aramak yetiyor. En saf bir merhamet gibi kendin geliyorsun…”(Sezai Karakoç, Günlük Yazılar II, Sütun)
Hayatımıza yön veren, gideceğimiz doğru yolu(sırat-ı müstakim) tayin eden mukaddes kitabımız, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim, Kadir Gecesi’nde dünya semasına indirilmiştir. “Doğrusu biz Kur’an’ı Kadir Gecesi’nde indirmişizdir. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir” (Kadir Suresi, 1-5).
Ramazanda gönüller Hakk’a açılır. Bu ayın her günü ve gecesi birbirinden feyizli ve bereketlidir. Fakat Kadir Gecesi’nin feyiz ve bereketi diğer gün ve gecelerle kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Bu mübarek gece, biz ahir zaman ümmetine Allah tarafından sunulan bir lütuftur. Bu nimet biz ahir zaman ümmeti için büyük bir manevî fırsattır. Sırf bunun şükrünü hakkıyla eda etmek için Rabbimize ne kadar dua ve ibadet etsek yine de azdır.
Kadir Gecesi’nin zamanı kesin belli değildir. Bununla ilgili değişik rivayetler vardır. Peygamberimizin sevgili zevcesi Hz. Aişe (ra) şöyle anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girer ve derdi ki: ‘Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde arayın’. Rasûlullah (s.a.s)’tan sonra, zevceleri de itikâfa girdiler.”[1] Fakat bugünkü Müslümanların Kadir Gecesini arayacak ne zamanları, ne eğilimleri, ne de güçleri vardır. Zamanımızın Müslümanları, dünyevileşmenin girdabında sürüklenmektedir. Daha çok para, daha müreffeh bir hayat, daha çok makam mevki peşinde koşan Müslümanlar, hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünyaya hırsla ve aşkla bağlanmışlardır.
Kadir Gecesinin hangi gece olduğunun kesin olmamasının birçok hikmeti vardır. Rabbimiz istiyor ki Ramazanın her gecesini Kadir Gecesi gibi ibadetle geçirerek affa mazhar olalım. Böylelikle de amel heybemizi manevî inci hükmündeki sevaplarla dolduralım.
Müslüman her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilir; bütün yükü bir gecenin omzuna yüklemez. Vaktinde kılınmayan namazın yerini Kadir Gecesi’nde kazandığımız sevaplar dolduramaz. Kadir Gecesi’nden hissemizi almak için şu hadise kulak verelim: “Kim Ramazan ayı çıkıncaya kadar akşam ve yatsı namazlarını cemaat ile kılarsa Kadir Gecesi’nden hissesini alır.” O zaman biz Müslümanların yapması gereken şey, Ramazan ayını camilerde geçirmek, namazlarımızı cemaatle kılmak, mukabelelere iştirak etmektir. Geceniz mübarek olsun…
[1] Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr 3, İtikâf 1, 14.
Yeni yorum ekle