Ömer Şamil ÖZTURAN
Takvim yaprakları yalnızca birer gösterge,
İdrak etmeye yetmez ömürden bir bir dökülen seneleri,
Artık bu saatten sonra atları nar ağacına bağlamanın bir önemi yok,
Çünkü zaman denen umursamaz mefhum cananı götürdü bizden,
Genç duygularımıza bağlanan sada uçurtmaları da tek tek kırılmış belli ki,
Bu yıkık dökük betonlar arasında
mana peşine vermek acizane bir hakikatmiş meğer,
Şimdi sevgili bizden çok uzakta,
Dünya çilesini kusan hastalıklı bedenler
yüzünü görmeye muhtaç ey sevgili
Her sabah felah sesleri dinleyen dünya
kurtuluşun bir eşiğinde değil ne yazık ki,
Ekinlerimiz üzerindeki habis kara bulutları dağıtacak esenliğe hasret kalınmış,
İmandan orduların sinemize nüfuz etmesi daha ne kadar beklenmeli!
Dalgaların sarp kayaları eritmesi kolay iş değildir halbuki
“Zamanı anlamak için göğe bakmak yeterli.” derdi babam
Hiç anlaşılmadı, bilinmedi
nerede, niçin ve ne zaman,
Gidilecek tek kapının bilincinde olan bu bedene
kuyudaki Yusuftan bir haber geldiği zaman,
Anladım uçurtmalarımızın neden semaya tutunamadığını…
Yeni yorum ekle