Mustafa Veysel KANDIRA
Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim, Cebrail {as} vasıtasıyla Peygamberimiz Hz Muhammed {sav}’e vahiy yoluyla indirilmiş, Arapça yazılmış, tevatürle nakledilmiş, okunması ibadet olan Allah kelamıdır. Kur’an-ı Kerim’in muhatabı bütün insanlar, gayesi de dünya ve ahiret saadetinin sağlanmasıdır. Bu gayeye ulaşabilmek için, Kur’an-ı Kerim’i okumak, anlamak, emir ve yasaklarına uymak gerekir.
Kur’ an-ı Kerim, düşünce ve idrake sahip olmayan diğer canlılara değil, düşünebilecek ve doğru yolu bulabilecek özelliklerde yaratılmış olan insanlara gönderilmiş ilahi bir kitaptır. Göndereni Rabbimiz, gönderildiği adres ise insanlardır. Bu konu hakkında Yüce Allah {cc} şöyle buyurmaktadır:
“Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”[1]
Peygamber efendimiz {sav} bir hadis-i şerifinde; “Şüphesiz insanların bir kısmı Allah’ın dostlarıdır. Onlar Ehl-i Kur’an olanlardır.”[2] buyurmaktadır.
Kur’an, yaratan ile yaratılan arasında bir köprüdür, bir tanışma ve anlaşma aracıdır. O, kendisine tutunduklarında insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracak, tutunanların birlik ve beraberliğini sağlayacak ve onları doğru yola götürecek olan bir iptir. O öyle bir iptir ki, hiçbir zaman kopmaz.
Kur’an-ı Kerim’i okumaktan maksat onu anlamak, anlamaktan maksat da hükümleriyle amel etmek ve gösterdiği yoldan yürümektir. Nitekim Milli Şair’imiz Mehmet Akif bir şiirinde şöyle diyor:
…
İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de!
Yoksa,bir maksad aranmaz mı bu âyetlerde?
Lâfzı muhkem yalınız, anlaşılan, Kur'ân-ın:
Çünkü kaydında değil, hiç birimiz ma’nânın:
Ya açar Nazm-ı Celîl’in, bakarız yaprağına;
Yâhud üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
İnmemiştir hele Kur'ân, bunu hakkıyle bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için![3]
[Kadıköy Erkek Anadolu İmam-Hatip Lisesi Vesaire Dergisi‘ nden (Bahar/2014) alınmıştır.]
Yeni yorum ekle