Câhiliye devrinde Kureyş’in ileri gelenlerinden biri olan Ebû Kuhâfe’nin hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Müslüman olmadan önceki döneminde oğlu Hz. Ebû Bekir’in bütün varlığını İslâmiyet uğrunda harcamasına razı olmuyordu. Onun, müslüman olmaları sebebiyle müşrik efendileri tarafından işkenceye uğratılan köleleri satın alıp âzat etmesine karşı çıkıyor, zayıf ve güçsüz köleler yerine güçlüleri âzat etmesinin daha akıllıca bir iş olacağını, böylece kuvvet ve destek kazanacağını söylüyordu.
Medine’ye hicret eden Hz. Ebû Bekir’in bütün parasını yanına aldığını, çocuklarına ve ailesine bir şey bırakmadığını farkedince ona kızdı. Mekke’nin fethi sırasında Hz. Peygamber Zûtüvâ denen yerde karargâhını kurduğu zaman küçük kızı Kureybe’nin yardımıyla Ebû Kubeys dağına çıktı ve olup bitenleri oradan takip etti. Fetih günü Resûlullah Mescid-i Harâm’a girdiğinde Hz. Ebû Bekir babasını onun huzuruna getirdi. Hz. Peygamber, “Yaşlı babanı buraya kadar yormayıp evinde bıraksaydın onu biz ziyarete giderdik” deyip iltifatta bulundu; Ebû Kuhâfe’nin önüne diz çökerek göğsünü okşadı ve müslüman olmasını istedi; o da İslâmiyet’i kabul etti. Hayatının bundan sonraki dönemi ise daha az bilinmektedir.