Vedûd
اَلْوَدُودُ
-Vedûd-
Sözlükte, "çok seven ve çok sevilen" mânâlarına gelen el-Vedûd ismi Yüce Allah’ın, "sâlih kullarını çok seven" ve "kulları tarafından çok sevilen" en mukaddes zât olduğunun ifadesidir.
Kur'ân-ı Kerim'de iki âyet-i kerîmede (Hûd 11/90 ; el-Burûc 85/14) Yüce Allah'ı niteleyen bu isim, ihtiyaç duymaktan münezzeh olarak kullarıyla müşterek bir sevgiyi ifade etmesi açısından Allah'ın diğer isimlerinden farklıdır. Çünkü diğer isimler Yüce Allah’ın kullarına tek taraflı bir ihsanını anlatır. Bu isim ise Arapça dil kâidelerine göre mübâlağalı ism-i fâil ve ism-i mef'ûl olmaya elverişli yapısıyla karşılıklı sevgiyi ifade eder. "el-Vedûd" isminin Kur'ân'da geçtiği yerlerde beraber kullanıldığı "er-Rahîm" ve "el-Ğafûr" isimlerinden yola çıkarak "el-Vedûd" isminin en çok, Allah’ın merhamet ve bağışlama sıfatları vasıtasıyla kullara yansıdığı düşünülebilir.
Hattâbî Yüce Allah’ın sâlih kullarını sevmesini, "kendilerinden râzı olup amellerini kabul etmesi ve onları diğer kullarına da sevdirmesi" şeklinde açıklar ve buna delil olarak, "Rahmân olan Allah, İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gönüllerde bir sevgi (vüdd) yaratacaktır" (Meryem 19/96) âyetini zikreder. Kullarda Allah sevgisinin ortaya çıkıp güçlenmesi, O'nu tanımaya, sık sık hatırlamaya ve nimetleriyle yüceliği üzerinde sürekli tefekkürde bulunmaya bağlıdır.
Gazzâlî, kullardan "el-Vedûd" ismine lâyık olup onunla ahlakla- nanların, kendileri için istedikleri şeyleri Allah'ın yarattığı bütün varlıklar için de isteyeceklerini hatta onları kendilerine bile tercih edeceklerini bildirir. Bunun en üst derecesi kötülük ve eziyetleri dahi iyilikle karşılamaktır ki, Uhud'da dişini kırıp yüzünü yaraladıklarında Rasûlullah aleyhisselamın, "Allah'ım, kavmimi bağışla. Çünkü onlar bilmiyorlar." (Müslim, no: 1792) buyurması ayrıca Taif olayından ve Mekke’nin fethinden sonra suçluları bir çırpıda affetmesi bunun örnekleridir. Burada empati ve îsâr özellikle âhirete dönük olmalıdır.
Sevgili Peygamberimiz (sas) şöyle buyurdu:
"Seninle ilgisini kesenden sen ilgini kesme! Sana vermeyene sen ver! Sana kötülük edeni sen bağışla!" (Ahmed, Müsned, IV, 148, 158)