Peşinden koşup durduğumuz işlerimiz; ne bitmez tükenmez bir hal alıyor zaman zaman. Biz onları bitiremiyoruz ama bir bakıyoruz ki onlar bizi bitirmiş. Anlıyoruz ki ukbamızı mamur edecek bir yaklaşımla ancak bu girdaptan kurtulabiliriz. Yoksa elimizde sadece hüsran kalacak.
Dünya, birbirine düşmüş topluluklar ile onları yönlendirenlerin hırslı çıkarları uğrunda çalkalanmakta. Çıkar hesapları peşinde koşanlar, dünyanın ilelebet kendilerine kalacağına emin gibi planlarını tezgâhlamaktalar.
Hâlbuki her geçen gün, belirlenen saat’e biraz daha yaklaşmaktayız.
Dünya hızla dönüyor…Ve kimse ona ‘dur’ diyemiyor…
***
Üç aylarla başlayan yolculuğumuz, Ramazanla bereketlendi.
‘Rağbet’inin neye ve kime olduğunu bir daha gözden geçiren gönüller, namazlarını‘miraç’ etmenin müjdesine erdi. ‘Berat’ için eller açıldı, yürekler ümitlendi. Şimdi ise ‘kadir’ kıymet bilme, ân’ın içinde bir ömür gezinme vakti…
Sevgili gönül dostları,
Ramazan’da Siyer-i Nebi okunur demiştik, yolculuğumuzun ilk yıllarında…
Oku’manın en derin anlamını kazandığı bu ayda sizleri hep birlikte ‘oku’maya davet ediyoruz. Onu okumak; O’na indirilen Kelam’ı okumak ve O’nu tanımakla mümkün.
Siyer-i Nebi dergisinin bu sayısında (Temmuz-Ağustos 2014) Rasûl-i Ekrem’in hüznüne tanık oluyoruz. Elbette ki hüznün en derini Hz. Hatice’nin ardından yaşanandı. Lakin ne mutlu ki ahiret yurdu var ve ona tereddütsüz iman edenleri muştulayacak melekler kapıda beklemekteler. Hz. Hatice’nin şahsında öğrenilecek çok şey var. Onun davranışları sadece kadınlara değil tüm ümmete örnek olacak nitelikte. O, eziyet altındaki bir yuvada cennet mutluluğu yaşatmasını bilmiş ve neredeyse tüm çevresini cennete taşıyabilmiş yüce bir hanımefendidir.
Tâhire, Tâcire, Ceyyide ve Kübra lakaplarıyla anılan Hatice Validemize selam olsun! Rabbim bizleri onların yolundan ayırmasın, Rasûlü’ne layık ümmet eylesin! Âmin.
Yeni yorum ekle