590 yılında Medine’de doğdu. Evs kabilesinin Abdüleşheloğulları kolundandır. Birinci Akabe Biatı’ndan sonra Medineliler’i İslâm’a davet etmek için Hz. Peygamber tarafından gönderilen Mus‘ab b. Umeyr’in teklifiyle İslâmiyet’i kabul etti. Onun müslüman olması Medine’nin İslâmlaşmasında bir dönüm noktası sayılır. Muhacirlerle ensar arasında yapılan kardeşlik anlaşmasında Sa‘d b. Muâz, Ebû Ubeyde b. Cerrâh ile, bir rivayete göre ise Sa‘d b. Ebû Vakkās ile kardeş ilân edildi.
Sa‘d, Hendek Gazvesi’nde de önemli görevler üstlendi. Medine’yi müslümanlarla birlikte savunacaklarına dair söz veren Benî Kurayza yahudilerinin savaş sırasında ihanet ederek düşmanla iş birliği yaptığı duyulunca Hz. Peygamber durumu incelemek ve yeni bir anlaşma yapmak üzere Sa‘d b. Muâz ile birlikte dört kişilik bir heyet gönderdi. Savaşın sonlarına doğru düşmanlar tarafından atılan bir ok Sa‘d’ın koluna isabet ederek damarlarını parçaladı. Hz. Peygamber çok kan kaybeden Sa‘d’ın tedavisiyle bizzat ilgilendi ve kendisini Mescid-i Nebevî’nin yanındaki hasta çadırına nakletti; hastabakıcı olarak da Rufeyde el-Ensâriyye’yi görevlendirdi.
Benî Kurayza topraklarından tedavi gördüğü çadıra geri getirilen Sa‘d’ın bu sırada yarası açıldı ve bir müddet sonra otuz yedi yaşında iken kan kaybından öldü. Cenaze namazını Resûl-i Ekrem kıldırdı ve Cennetü’l-bakī‘a defnedildi. Hz. Peygamber’in Sa‘d’ın vefatı münasebetiyle arşın titrediğini, cenazesine yetmiş bin meleğin katıldığını ve onun cennet ehlinden olduğunu belirttiği nakledilmiştir.