Edebiyat

Yârenime Name 20: el-Habîr

Herkesin elinde bir makine kimisi hatta kamera, sürekli çekiyor, izliyor, izletiyor. Haberi olmayanı haberdar ediyor. Bir yığın yüz, bir yığın yaşam. Bu kadar bilgi kirliliği içinde ne doğru ne yanlış anlamak, anlasan da konuyla ilgili hükmetmek çoğunlukla mümkün olmuyor.

Şiir Müminin Diliyle Cihadıdır

Şair niyetinde din-i hizmet diliyorsa Cebrail (as) yüce makamlardan ilham ile onu destekler… Bu ilhamın mürekkebi ile yazılan dizeler yayılır yeryüzüne… Böylece şiir, dilde seda, gönülde safa olur… Onu duyarak okuyana şifa olur… Ve müminin dilinde şiir, cihad olur…

Akla Sen Gelirsin - Hassân b.Sâbit

"Akla sen gelirsin güzel deyince Senden daha şirin doğmadı bence Bütün kusurlardan arıtılmışsın Sanki yaratıldın kendi gönlünce."

Aşkın Bir Adı Da Yorulmamaktır

Evet, bir yürek parçalanmasıdır yaşanan. Yüreklerimizdeki pası silecek ve tutulduğumuz her ne ise bizi Hakk’tan, hakikatten, dertten, sevdadan, endişeden ve aşktan uzaklaştıran, cümlesinden arındıracak bir tevbeye ne kadar da muhtacız!

Görmeden Sevdik Seni

Ey nazlı, siyah ve peçeli güzel! Görmeden sevdik seni. Hem çağırıyor hem gizleniyorsun. Adın değince yüreğime, bir sızı yayılır gönlüme.

Hasretlik

Düşüyor dallarından sanki bahara hasret Vuslatın terennümü sadayı yare hasret

Yol... Yolcu... Yol Arkadaşlığı...

Hepimiz birer yolcu olarak gönderilmişiz dünyaya. Sırat köprüsü dünyanın kendisiymiş. Köprüyü geçebilenler ulaşacaklarmış cennete. Kıldan ince kılıçtan keskin bu köprüden geçerken ayağımız kayarsa cehenneme düşmemek elde değilmiş.

İslâm'ın İlk Mescidi Olan Takva Mescidinin Düşündürdükleri

Yeryüzünde bina edilecek tüm yapıların ve özellikle de Allah’ın dininin şiarı olan tüm mabedlerin hangi manevi temele dayanması, hangi niyet ve amaç için inşa edilmesi gerektiğinin numune-i imtisali olmuştu Kuba Mescidi.

Güz Rahlesi

Şu bir oturumluk dünyanın minderine iyice kurulmayalım diye eylül, tahtımızı silkti. Çok uzaklarda zannettiğimiz göç kervanlarının yolunu önümüze çevirdi. Hurcunda çiçek eskilerini taşıyan bu kervana eğilip yakından bakınca o sayısız kanatlarımızın bir bir döküldüğünü düşündük. Hayatın cümbüşünden soyunup da birer şahadet parmağı gibi kalan dalların tespihini işittik.

Esir

Önceleri sadece benim esir olduğumu zannederdim. Meğer tek değilmişim. Dikkatle baktım da esir olmayan yok gibi. Tüm esirler çeşitli bağlarla efendilerine bağlanmışlar. Kimi elinden kimi ayağından bağlı. Karnından, saçından, dilinden bağlı olanlar da var. Hatta gözünden bağlı olanı bile gördüm.
RSS - Edebiyat beslemesine abone olun.