Hz. Peygamber'in meşhur üç şairinden biri
Miladi 598 yılı civarında Yesrib'de (Medi ne) doğdu. Cahiliye devrinde künyesi Ebu Bişr iken Rasûlullah ona büyük oğlu Abdullah sebebiyle Ebû Abdullah künyesini vermiştir. Babası Malik, İslam'dan önce Yesrib'in önde gelen şahsiyetlerinden olup Evs ile Hazrec arasında yıllarca süren savaşlarda yiğitliğiyle önemli işler başarmış bir şairdi. Babasının tek çocuğu olduğu için eğitimine özen gösterilen Ka'b okuma yazma ve hesap bilirdi.
Hicretten önce Medine'de İslamiyet'i kabul etti. İkinci akabe biatına (622) katıldı. Hicretten sonra Hz. Peygamber kendisini Talha b. Ubeydullah veya Zübeyr b. Avvâm ile kardeş yaptı. Sahîh-i Buhârî’de onun Bedir Gazvesi'ne katılmadığı rivayet edilmiş olup Tebük Gazvesi dışında diğer gazvelerin hepsinde bulunduğu bilinmektedir. Kahramanlık gösterdiği ve on yedi yerinden yaralandığı Uhud Gazvesi'nde Kâ'b Rasûlullah'ın zırhını, Rasûlullah da onun zırhını giyindi. Tebük Seferi'nden geri kalmasının ardından ayet-i kerime ile aklanması üzerine şöhreti arttı. Tebük Seferi ilan edildiğinde savaşa katılmak üzere binek satın almasına rağmen meyvelere ve gölgeli yerlere düşkünlüğü yüzünden sefere çıkmadı. Ancak geride münafık diye bilinenlerle maddi imkânı bulunmayanların kaldığını görünce çok üzüldü. Savaşa katılmayanlar mazeret beyan ederek af diledikleri halde Ka'b gerçeği itiraf etti. Rasûl-i Ekrem, haklarında Allah’ın hükmü gelinceye kadar beklemelerini söyledi. Eşleriyle birlikte yaşamalarını ve sahabilerin onlarla konuşmasını yasakladı. Elli günlük boykotun sonunda nazil olan ayetlerde onun ve iki arkadaşının bağışlandığı bildirildi (Tevbe 9/ 11 7- 119). Ka'b tövbesinin kabul edilmesi üzerine bütün malını fakirlere dağıtmak istedi; ancak Rasûl-i Ekrem malının bir kısmını elinde tutmasının daha hayırlı olacağını söyledi. O da Hayber'deki arazisini kendine ayırıp diğerlerini dağıttı.
Ka'b b. Malik, Hz. Osman'ın hilafetinin son yıllarında çıkan karışıklıklarda halifenin yanında yer aldı; şehid edilmesinin ardından onu defneden birkaç kişiden biri olarak hakkında üç uzun m ersiye söyledi. Hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybeden Ka'b tarihçilerin çoğuna göre 50 (670) yılında Medine'de vefat etti.
İslamiyet'i kabulünden önce de şiirleriyle tanınan Ka’b b. Mâlik, müslüman olduktan sonra Rasûlullah'ın şairi sıfatıyla anılmıştır. Şiirlerinde İslam askerlerinin savaşlarda gösterdiği kahramanlıkları işlediği, ilerideki savaşlarda da yiğitlik göstereceklerini söyleyerek müşriklerin moralini bozduğu, Devs kabilesinin onun şiirlerinden etkilenerek İslamiyet'i kabul ettiği belirtilmektedir. Ka'b'ın bir divanı bulunduğu kaydedilmiştir.