Peygamber âşığı gencecik bir sultan imiş!

Uzun yıllar Ramazan şenliklerine ev sahipliği yapan Hipodrom ya da diğer adı ile Atmeydanı, Sultanahmed’in vazgeçilmez mekânlarındandır. İstanbul’un tek altı minareli camisi, meydandaki sütunlar, İbrahim Paşa Sarayı (Türk-İslam Eserleri Müzesi), Tapu Dairesi, Alman Çeşmesi, Sultanahmed Köftesi ve turistler hepimizin malumudur. Pekâla, bu güzel semte adını veren Sultan Ahmed Han kimdir? Biraz ondan bahsetmek istedim.

14 yaşında padişah, 14. padişah, 14 yıl padişah

Babası Üçüncü Mehmed Han, annesi Handan Sultan’dır. 28 Nisan 1590 tarihinde Manisa’da doğdu. 22 Aralık 1603’de babası III. Mehmed’in vefatı üzerine ondört yaşında iken tahta geçti. Devlet işleri ile ilgilenen gayretli bir padişahtı. Devrin meşhur Allah dostlarından Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri (k.s.) başta olmak üzere daima, ilim ve irfan ehli büyük zâtlara danışır, onlarla istişare ederdi. Sultan I. Ahmed Han tahta çıktığı zaman Osmanlı Devleti, içte Celâli isyanları, doğuda İran, batıda Almanya ve müttefikleri ile savaş durumunda idi. 1611 yılında Celâli isyanları bastırıldı. İran yıldırıldı ve sonuç olarak Zitvatoruk Antlaşması imzalandı. Sultan I. Ahmed Han 22 Aralık 1617 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Sultan I. Ahmed Han, garip bir tesadüf sonucu; ondördüncü Osmanlı padişahı olmuş, ondört yaşında tahta geçmiş ve ondört sene hüküm sürmüştür. Bahtî mahlası ile şiirler yazmıştır. Cami, medrese, arasta, hünkâr kasrı ve imâretten meydana gelen Sultan Ahmed Külliyesi’ni (1617) inşâ ettirmiş ve Ebû Eyyûb el-Ensârî Türbesi’ne yeni bölümler ekletti ve çeşitli hediyeler vakfetmiştir.

Peygamber âşığı bir sultan idi

Sultan I. Ahmed’in Peygamber Efendimize (s.a.v.) bağlılığı o kadar ileri idi ki, Resûlullah Efendimizin mübarek ayak izlerinin resmi için bir şiir yazmış ve o şiiri kavuğunda vefatına dek taşımış. Aynı şiir günümüzde Eyüp Sultan Türbesinin dua salonunda bulunan Peygamber Efendimizin ayak izinin yer aldığı dolapta bulunmaktadır. Şiir şudur:

N’ola tâcım gibi başımda götürsem dâim

Kadem-i nakşını ol Hazret-i Şâh-ı Resûl’ün

Gül-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sâhibidir

Bahtiyâ  durma yüzün sür kademine o gülün

Genç Osman, Dördüncü Murad ve Kösem Sultan aynı türbede

Türbe, Sultan Ahmed Külliyesi’ne tahsis edilen paranın bakiyesi ile inşâ ettirilmiştir. Türbenin inşâsına Sultan I. Mustafa Han’ın emirleri ile başlanmıştır. Sultan II. Osman Han devrinde türbenin inşâsı bitmiştir.Sedefkâr Mehmed Ağa’ya yaptırılan türbenin inşâsı 1619 senesinde tamamlanmıştır. Türbe, klasik üslûpta olup kare planlı bir yapıdır. Kapı kanatları fildişi ve sedef kakmalı olup kündekâri tekniğinde yapılmıştır. Kanatlar üçer tablaya bölünmüş ve üsttekilere “Yâ müfettîhal-ebvâb-iftah lena hayrü’l-bâb” (Ey kapılar açan Allahım, bize hayırlı kapılar aç) yazılmıştır. Giriş açıklığının üzerinde uzanan ve türbenin inşâ tarihini de gösteren üç satır hâlinde oniki kartuşa yazılmış kitâbesi bulunmaktadır.

Türbe, süsleme bakımından zengindir. İçi, 17.yüzyıl İznik çinileri ile kaplıdır. Alt sıra pencerelerin üzerinde uzanan çini kitâbede lacivert zemin üzerine sülüs hat ile Mülk suresi yazılmıştır. Kubbe göbeğinde ise Fâtır sûresinin 41. âyet-i kerîmesi yazılmıştır. Türbede Sultan I. Ahmed, onaltıncı pâdişâh Sultan II. Osman(Genç Osmân) (vefat: 19 Mayıs 1622), onyedinci pâdişâh Sultan IV.Murad (vefat:8 Şubat 1640) ileMâhpeyker Kösem Vâlide Sultan (vefât:1651) ile padişahların oğulları ve kızlarına ait olmak üzere toplam 36 sanduka yer almaktadır.

Düğümlü Baba da orada

19.asırda yaşamış meczublardan biri olan Düğümlü Baba Amasralı olup asıl adı Mustafa’dır. Bir ay kadar İbrahim Paşa Camii’nde imamlık yapmış, Nakşibendîyye yolunda hilafet aldıktan sonra hacca gitmiş, geldikten sonra kendisine cezbe hâli gelmiştir. Eline geçen ipleri düğümleyip elbisesine ve sarığına hatta asasına bağlar, böyle gezermiş. Bu nedenle kendisine Düğümlü Baba denmiş ve bu namla meşhur olmuştur. Düğümlü Baba 1866 senesinde 83 yaşında vefat etmiş olup kabri Sultan I. Ahmed Türbesi yanındaki küçük bahçededir.

Türbede neler sergileniyor?

Ebû Eyyûb el-Ensârî Türbesi’nden getirilen; 17.yüzyıla ait işlemeli gümüş kandil, pirinç sebil tası, Sakal-ı Şerîf kutusu ve bohçaları, 19.yüzyıla ait Kur’ân-ı Kerîm rahleleri, 14.yüzyıla ait gümüş şamdan. Çemberlitaş-Dîvânyolu’ndaki Sultan II. Mahmud Türbesi’nden getirilen; 19.yüzyıla ait gümüş şamdan, 19.yüzyıla ait Kur’ân-ı Kerîm, 19.yüzyıla ait şamdan, 19.yüzyıla ait Kâbe-i Muazzama örtüsü, 19.yüzyıla ait mum bileziği (ön yüzünde: Lâ İlâhe illâllah, arka yüzünde: Muhammedü’r-Resûlullah yazılıdır) Beşiktaş’taki Şeyh Yahya Efendi Türbesi’nden getirilen; 16.yüzyıla ait kemer, 16.yüzyıla ait Kâbe örtüsünden kemer, 16.yüzyıla ait sarık ve keşkül, 16.yüzyıla ait namaz takkesi, pirinç şifa mühürleri, Peygamber Efendimize (s.a.v.) ait mübarek Sakal-ı Şerîf, kutusu ve bohçaları, sedef işlemeli Sakal-ı Şerîf kutusu. Üsküdar’daki Karaca Ahmed Sultan Türbesi’nden getirilen; zikir tesbihleri, 14.yüzyıla ait Karaca Ahmed Sultân’ın takkesi. Fâtih Sultan Mehmed Türbesi’nden getirilen; mum makası ve buhurdan. Eyüp’teki Sultan Mehmed Reşat Türbesi’nden getirilen; sedef işlemeli rahle ve muhtelif türbelerden getirilen 18. ve 19.yüzyıllara ait pirinç şifa tasları.

Kaynak: Dünya Bizim

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.