Büyük İslam âlimi El-Biruni kimdir?

 

Araştırmacılar, tükenmek bilmeyen araştırma gayreti, taviz vermez objektiflik endişesi ve samimi dini duyguları ile astronomi, matematik, fizik, tıp, coğrafya, tarih ve dinler tarihi alanlarında önemli eserler veren, bilim ve matematiğin temel taşı büyük İslam âlimi El-Biruni’nin 13 Aralık’ta vefat ettiğini kabul ediyorlar.

Ebu Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Biruni 4 Eylül 973 tarihinde Harezm bölgesinin merkezi olan Kas’ta dünyaya gelmiştir. Parlak zekâsı sebebiyle daha küçük yaşta nazar-ı dikkati çeken el-Biruni, dönemin ünlü matematik ve astronomi bilgini Ebû Nasr Mansûr b. ‘Alî b. Irâk’ın mahiyetinde büyümüştür. Mansûr, Biruni’nin yetişmesi ve iyi bir eğitim almasına özen göstermiştir. Nitekim el-Biruni, “el-Âsârü’l-bâkıye” adlı eserinde İbn Irâk’tan “hocam” diye bahsetmektedir. Harzem Sarayında Yunan hocalardan ders almıştır.

Biruni'nin çocukluğundan beri araştırmacı bir ruha sahiptir. Onun sahip olduğu araştırma ruhu ve ilmi tecessüsün yanı sıra erken yaşlarda eser vermiştir. 17 yaşında iken ilmî çalışmasını verimli bir noktaya ulaştırabilmiş ve ilk kitabını yazmıştır (El-Asar’il-Bakiye an’il-Kuruni’I Haliye). El-Biruni, Harezm bölgesinde siyasi ve askeri yönden birtakım karışıklıkların yaşanmasından dolayı Harezm’i terk etmek zorunda kalmıştır. Bir süreliğine Rey bölgesinde ikamet eden el-Biruni daha sonra yeninden doğduğu topraklara geri dönüp, kendisini bilim tarihinin zirvesine ulaştıracak eserlerini meydana getirmiştir.

Nitekim dünyanın önde gelen İslam Bilim Tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin, 27 yaşındaki Biruni ile 18 yaşındaki İbn Sina’nın “Işığın sürati ölçüsüz müdür, yani nâmütenâhî midir, yoksa ölçülebilir mi? Yani zamanla ölçülebilir mi?” konusu üzerinde tartışmalarını bugünün Türkiye’sinde bile olamayacağını dile getirir. Bu iki mümtaz bilim insanın sözleri esasında Biruni’nin yaşadığı dönem içerisindeki yeri ve önemini açıkça ifade etmektedir.

Yine aynı yaşlarda yarım derecelik bölümlere ayrılmış bir çember ile güneşin yüksekliğini ölçerek şehrin enlem derecesini hesaplamıştır. 22 yaşında iken gözlemler ve ölçmeler dizisi planlamış, diğer bazı gereçlerin yanı sıra çapı 8 m olan bir astronomik çember hazırlamıştır.

İlerlemiş yaşına rağmen ilmî faaliyetlerine ara vermeyen Biruni, Sultan Mesud'dan sonra oğlu Mevdûd'a da iki kitabını ithaf etti. Görme ve işitmede güçlük çekmeye başlayınca öğrencilerinin en seçkinlerinden olan Ebû Hâmid Ahmed b. Muhammed en-Nehşeî'yi yardımcı edindi, ayrıca kendisine yardım eden bir Rum araştırmacı ile birlikte çalıştı.

Tüm hayatını bilgiye ve bilmediği şeyleri öğrenmeye adayan ve dünyada bilim sahasına kazandırdığı keşif ve buluşlarla, bilim dünyasına ışık tutan Türk İslam âlimi el-Biruni; fizik, tıp, matematik, astronomi, trigonometri, coğrafya, jeodezi, farmakoloji, jeoloji, filoloji, din gibi konuları incelemiş ve toplamda 113 eser (70 adet astronomi 20 adet matematik kitabı vardır.) meydana getirmiştir. Ne yazık ki bu eserlerden sadece birkaçı günümüze ulaşabilmiştir.
Hayatını keşfetmeye gerçeği aramaya adayan, bilim dünyasının ve insanlığın gelişimine büyük katkı sağlayan Biruni 1051 yılında Gazne şehrinde hayata gözlerini yummuştur.

Biruni'nin ilmî yönünü belirleyen en önemli özelliklerden biri, onun çok çeşitli alanlarda başarılı eserler verebilmiş olmasıdır. Çocukluğundan beri kendisinde mevcut olan araştırma tutkusu, çağının ilmî ve felsefî birikimini yeniden üretici tarzda değerlendirme başarısıyla birleşince döneminin zirveye ulaşan isimlerinden biri olmuştur. Modern bilimin babası olarak nitelendirilen Georges Sarton, XI. Yüzyıla “Biruni Asrı” adını vermiştir. Sarton onu "Bütün zamanların en büyük bilginlerinden biri" Barthold ise "İslâm âleminin en büyük bilgini" şeklinde niteler.

Aynı başarıyı gösterdiği beşeri ilimler ve dinler tarihi sahası da onun ilmi tavrında objektiflik ilkesinin belirgin tarzda kendini gösterdiği alanlardır. Bu genel ilmi çerçeve içinde astronomi, aritmetik, geometri, fizik, kimya, tıp, eczacılık, tarih, coğrafya, filoloji ve etnolojiden jeodezi, botanik, mineraloji, dinler ve mezhepler tarihine kadar otuza yakın bilim dalında çalışmalar, buluşlar gerçekleştirmiş olan Biruni, yoğun ilmi faaliyetinin yanı sıra dini hassasiyetini daima korumasını bilen bir şahsiyettir.

Bilim tarihine katkılarından bazıları şöyledir:
Gün ve gecenin nasıl oluştuğunu ve günlerin değişen uzunluklarını, dünyanın şekli ve güneş etrafındaki hareketine neden göstererek açıkladı.
Hindistan'ın erken ortaçağ bilimlerini betimleyerek matematik, astronomi ve astrolojinin temellerini anlattı.

Dünya tarihinde ilk kez abdominal doğumun (sezaryen) nasıl yapılacağını El-Biruni gösterdi. Bunun gösterimine yine bu kitabında yer verdi.
“El-Kanunü'l-Mesudi” kitabı ile ayrıntılı bir matematiksel coğrafya eseri yazdı.

“İstihrâc el-Evtâr fî Dâire” isimli kitabında Orta Asya'nın topoğrafyasını belirledi.
“Kitabü'I Cemahirfi Ma'rifeti Cevahir”de 50'nin üzerinde mineral, maden, metal, alaşım, porselen gibi maddeler hakkında detaylı bilgi verdi. Ömrü boyunca incelediği bitkileri “Kitâbü's-Saydele” isimli kitabında listeledi ve doğal ilaçların hangi hastalıklara iyi geldiğini kapsamlı bir şekilde anlattı.

Biruni'nin geliştirdiği piknometre (elementlerin yoğunluğunu ölçen konik şeklinde bir alet); mekanik usturlap (güneş, ay ve yıldızların konumunu belirlemek için kullanılan ölçme aracı); harita projeksiyonları (yeryüzünün iki boyutlu düzlemde göstermek için kullanılan model) günümüze kadar ulaşan ölçme araçları oldu.
Biruni Yunanca, Farsça, İbranice, Rumca, Süryanice, Arapça ve Çince dillerine çok hâkimdi. Birçok Antik Yunan eserini de Arapçaya çevirerek İslam dünyasına kazandırdı.

“Kanun-ül Mesudi” adlı eserinde bu fonksiyonu 1’den başlatarak trigonometrik fonksiyonların aslında birer sayı olduğunu gösterdi. Trigonometride sinüs ve kosinüs fonksiyonlarına sekant, kosekant ve kotanjant fonksiyonlarını ekledi.
O dönemde dünyanın düz olduğu fikrine şiddetle karşı çıkmış ve dünyanın yuvarlak olduğunu yaptığı çalışmalar ve sunduğu delillerle kanıtladı. Bunu da şu ifadeleriyle dile getirmiştir: “Dünyanın enlemine bir çizgi çektiğiniz zaman bu çizgi düz ya da içbükey olamaz. Çünkü kuzeye giden bir gözlemcinin gökyüzünde gördüğü yıldız sayısı artmaktadır. Bu durumda meridyenin dışbükey olduğunu gösteriyor. Bu durum hem enlem hem de boylam için de geçerlidir.”

Güneşin hareketlerinden, mevsimlerin ne zaman başladığını belirledi. Dünyanın çapını, bugünkü değere çok yakın olarak buldu. Jeodezi biliminin kurucusu oldu.
Newton’dan 700 sene önce, Newton’un matematiksel olarak ispatladığı yer çekimi kuramı üzerine ilk fikirleri El-Biruni ileri sürdü.

Geliştirdiği teleskoplar ile gözlemleri sonucunda, gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü doğrulayan Galileo’dan 600 sene önce, ‘dünyanın döndüğü’ fikrini El-Biruni savundu. Dünya dönüyorsa, ağaçlar ve taşların neden fırlamadığı sorusuna, merkezde bir çekicilik olduğu ve her şeyin dünyanın merkezine düştüğü cevabını verdi. Kuzey, Güney, Doğu ve Batı’nın farklı noktalarda buluştuğunu; denizlerin ardında bir karanın bulunduğunu (Bugünkü Amerika) öngördü.

Müslüman âleminin güvenle doğru yöne secde etmesi için Kıblenin yerini tam manasıyla ölçtü.
Jeoloji konusunda da birçok çalışma yapan bu değerli bilim adamı karaların kuzeye doğru hareket ettiğini savunmuştur.

Bugünkü Arabistan çölünün denizin çekilmesiyle oluştuğunu ileri sürmüş, buna kanıt olarak da bu bölgede bulduğu kayaçları ve fosilleri göstermiştir.
Depremlerinde yerin altında meydana gelen bazı olayların ve kayaç hareketlerinin sebep olduğunu ortaya koydu. Biruni yaptığı bu çalışmalar ile “Jeodezi biliminin kurucusu” olmuştur.

Not: Bu yazı TÜGVA-İstanbul bünyesinde üniversite öğrencileri tarafından çıkarılan Kampüs Postasının Aralık 2019 tarihli 7. sayısından alınmıştır.
Kaynak: https://drive.google.com/drive/folders/1vf-DU4yHXmDWiBYEPr8VPEyL9qZYkSjn

 

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.