İslamiyet’i kabul ettiği için halk tarafından öldürülen Bizans patriği
Hz. Peygamber komşu hükümdarları İslamiyet’e davet ettiği zaman Bizans imparatoru Herakleios'a elçi olarak Dihye b. Halife el-Kelbî'yi göndermişti. Dihye'nin görevi, Hz. Peygamber'in mektubunu o sıralarda Kudüs'te bulunan Herakleios'a vermesi için Busra valisine teslim etmekti. Dihye Busra'ya varınca vali onu islam kuwetlerinden kaçıp Suriye'ye gelen Adi b. Hatim ile birlikte imparatora gönderdi. Adi b. Hatim imparatora elçinin geliş sebebini anlattı. Herakleios Hz. Peygamber'in mektubunu okuduktan sonra Rûmiye'de oturan yakın dostu Dagâtır'a bu konuda bir mektup yazdı. Ayrıca Kudüs'teki idarecilere, peygamber olduğunu söyleyen bu zatın kavminden o civarda oturan biri bulunursa huzuruna getirilmesini emretti. Çok geçmeden Dagâtır'ın imparatora gönderdiği cevap mektubu geldi. Mektupta ibranice bilen ve semavi kitapları okuyan Dagâtır, Herakleios'a Hz. Muhammed'in gerçek peygamber olduğunu bildiriyordu.
Ebü Süfyan'ın başkanlığında bir ticaret kafilesi Mekke'den Suriye'ye gitmek üzere yola çıkmıştı. Kafile Gazze'ye ulaştığında imparatorun adamları onları alıp Kudüs'te imparatorun huzuruna çıkardılar. Herakleios, otuz kişilik ticaret kafilesini İliyâ (Kudüs) Kilisesi'nde kabul etti. Devlet erkanı ve din adamları da imparatrorun etrafında sıralanmışlardı. Herakleios, Hz. Muhammmed’e soyca en yakın olan Ebu Süfyan’a Hz. Peygamber ile ilgili bazı sorular sordu ve Dıhye’nin getirdiği mektubu okuttu. Dıhye’ye Hz. Muhammed’in beklenen peygamber olduğunu ve Dağâtır’ı bulup mektubu ona vermesini söyledi. Zaten Hz. Peygamber Dağâtır için ayrıca bir mektub yazdırmış ve Dıhye’ye vermişti. Dihye’nin daveti üzerine Dagâtır kelime-i şehadet getirdi ve üzerindeki siyah elbiseyi çıkartıp beyaz merasim elbisesini giydi. Asasın ı eline alarak kilisede toplanmış bulunan Rumlar'ın yanına gitti ve onlara şöyle söyledi: "Ey Rum cemaati! Bize Ahmed adlı peygamberden bir mektup geldi. Mektubunda bizi yüce Allah'a inanmaya davet ediyor. Ben şahadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Ahmed de Allah'ın kulu ve resulüdür". Dagâtır sözlerini bitirince Rumlar hep birden üzerine atıldılar ve onu döverek öldürdüler.