Abdullah b. Cübeyr

Medineli Ensar’ın Evs kabilesine mensup olan bir sahabidir. Künyesi Ebû Münzir’dir. Birinci Akabe biatında Müslüman olduğu ve İkinci Akabe Biatına da katıldığı rivayet edilmektedir. İkinci Akabe’de Hz. Peygamber (s.a.v.)’e biat edenler arasında o da bulunmaktaydı.

Bu sahabi hakkında kaynaklarda pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Biz onu Uhud Savaşı’nda Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Ayneyn Tepesine yerleştirdiği okçuların komutanı olarak tanıyoruz. Abdullah b. Cübeyr Bedir ve Uhud gazvelerine katılmıştır. Uhud Savaşı katıldığı son savaş olmuş ve burada şehit düşmüştür. Uhud savaşında Hz. Peygamber (s.a.s) Abdullah b. Cübeyr komutasında 50 okçuyu Ayneyn tepesine yerleştirmişti. Ve onlara “Bizim bozguna uğradığımızı ve atlarımızı kuşların kaptığını görseniz bile ben size haber vermeden yerinizden ayrılmayın.” demişti. Bu birliğin orada bulunmasının önemi savaşın sonunda anlaşıldı. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) arkadan bir saldırı olmasını göz önüne alarak bu duruma engel olmak için 50 okçuyu tepeye yerleştirmişti. Savaş başladıktan bir süre sonra Müslümanlar üstün gelmeye başladı bunu gören tepedeki okçular savaşın bittiği düşüncesiyle ganimet kapmak için savaş alanına inmek istediler. Abdullah b. Cübeyr, onlara Hz. Peygamber (s.a.s.)’in kesin emrini hatırlatmasına rağmen çözülmeye mani olamadı ve okçulardan 40 kişi savaş meydanına indi. Bunu gören ve hazır konumda bekleyen Halid b. Velid komutasındaki müşrik ordusu saldırıya geçti ve Müslümanlar iki ateş arasında kaldı. Savaş o kadar çetin geçti ki Müslümanlardan 70 kişi burada şehit düşmüştü ve Hz. Peygamber (s.a.v.) de yaralandı.

Abdullah b. Cübeyr yanında kalan 10 okçu ile müşrik ordu karşısında direnmeye çalışmış ve kahramanca savaşmışlardır. Rivayete göre Abdullah önce ok; oku bitince mızrak ve o da tükenince kılıcı ile savaşmıştır. Nihayetinde İkrime b. Ebû Cehil ve arkadaşları tarafından Abdullah b. Cübeyr ve arkadaşları şehit edildi. Müşrikler Abdullah’ın cesedini delik deşik edip, bağırsaklarını da sökerek dışarı çıkarmışlardır. (H. 3/624)

Âl-i İmrân Sûresinin 152. ayetinde, Allah Rasûlü’nün sözünü yere düşürmeyen Abdullah ve arkadaşları övülmektedir.