Yeni yorum ekle

Fî-Medhi’n-Nebî (S.A.V.)

 Olsun nisâr sıdk-ıla bu cân Muhammed’e 

(Bu can sıdk ile kurban olsun Muhammed’e)

Devletlü cândur ol ki ola kurbân Muhammed’e

(Devletli candır o can ki kurban olan Muhammed’e)

 

Bir zerresine degmez ayagı gubârınuñ

(Ayağı bir zerresine değmez tozunun)

Virilse cümle mülk-i Süleymân Muhammed’e

(Verilse cümle mülkü Süleyman’ın Muhammed’e)

 

Göreli la’lini ki eridür âb-ı kevseri

(O dudaklar ki kurutur görüldüğünde âb-ı kevseri)

Teşne-dil oldı çeşme-i hayvân Muhammed’e

(Gönlü susadı âb-ı hayatın Muhammed’e)

 

Hüsni bahârınuñ işideli tarâvetin

(Baharının hüsnünü, tazeliğini işiteli)

Müştâk oldı bâg u gül-istân Muhammed’e

(Hasret kaldı bağlar, gül baheçleri Muhammed’e)

 

Yanagı nûrı vü saçınuñ sâyesin görüp

(Yanağının nurunu ve saçının gölgesini görüp)

Hayrân u zârdur gül ü reyhân Muhammed’e

(Gözü yaşlı hayrandır, gül ve reyhan Muhammed’e)

 

Âdem su-y-ıla toprag-ıdı* kim nübüvveti

 (Âdem su ve toprak idi ki nübüvveti)

*Hz Adem’in yaratılışına atıf, “Adem ruh ile ceset arasında iken ben Nebî idim.” Tirmizî.

Rûzî itmiş idi Hâlik-i insân Muhammed’e

(Rızık etmişti Hâlik-i insan Muhammed’e)

 

Ya'kûb ışk odında nice oldısa Yûsuf’a

(Yakup aşk ateşinde nice yandıysa Yusuf’a)

Dahı artug oldı Yûsuf-ı Ken'ân Muhammed’e

(Dahi bıraktı yerini Ken’ânlı Yusuf Muhammed’e)

 

Kıldı imâm Îsî-i Meryem Muhammed’i

(İsa ve Meryem imam kıldı Muhammed'i)

 Oldı mürîd Mûsî-yi İmrân Muhammed’e

(Mürit oldu Musa ve İmran Muhammed'e)

 

Hak’dan beyân u rahmet ü nûr u şifâ-durur

(Hakk'tan gelen rahmetin beyanının nuru ve şifası durur)

Dahı hüdî vü zikr* bu Kur’ân Muhammed’e

(Dahi hidayet ve zikir bu Kur'an Muhammed'e)

*Hüdâ ve Zikir, Kur'an'ın isimleri

 

Didi Sirâc ü Şâhid* ü hem Rahmet ü Rahîm

(Dedi, Şâhid ve Sirâc ve hem Rahmet ve Rahîm)

*Sirac: ışık saçan, kandil; Şâhid: beyanı senet yerine geçecek kadar makul ve muteber kişi. İki isim de Allah(azze ve celle)’a Peygamber Efendimiz'e aittir.

Dahı Beşîr ad-ıla Rahmân Muhammed’e

(Dahi Beşîr adıyla anıla, Rahman, Muhammed'e)

 

Kurbetle eyle irdi “evednâ”* makâmına

(Samimiyet ile öyle girdi “evednâ” makımına)

* Peygamber Efendimiz Mirac’da Cenâb-ı Hakkın huzuruna geldiğinde Ona çok yaklaşmıştı. O yakınlık makamı kâinatta hiçbir varlığa nasip olmamıştır.

 

Ki oldı kamu melâ’ike hayrân Muhammed’e

(Ki oldu kamu melaike hayran Muhammed'e)

 

Sevdi-y-ise sahâbe görüben Muhammed’i

(Gördükten sonra sevdiyse sahabe Muhammed'i)

Ben görmedin getürmişem îmân Muhammed’e

(Ben görmedim, getirmişim iman Muhammed’e)

 

Kim ola Ahmedî ki mürîd oldılar temâm

(Kim ola Ahmedî ki mürid oldular tastamam)

Mihr-ile mâh u encüm ü erkân Muhammed’e

(Güneş ve Ay, yıldızlar ve gezegenler Muhammed'e)

- AHMEDÎ -

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.