Lübâbe bint Hâris (Ümmü’l-Fazl)

Rasûl-i Ekrem’in hanımı Meymûne’nin kız kardeşidir. Hâlid b. Velîd’in annesi olan diğer kız kardeşi Lübâbe’den dolayı Lübâbe el-Kübrâ diye anılır. Rasûlullah’ın hanımı Zeyneb bint Huzeyme, Hz. Hamza’nın hanımı Selmâ bint Umeys ve önce Ca‘fer b. Ebû Tâlib’le, onun vefatından sonra Hz. Ebû Bekir ve onun ölümünün ardından Hz. Ali ile evlenen Esmâ bint Umeys, Ümmü’l-Fazl’ın anne bir kardeşleridir.

Hz. Hatice’den sonra müslüman olan ikinci kadındır. Kocasından önce Müslüman olan Lübâbe bint Hâris ve oğlu hicret için imkan bulamamış ve hicretini ertelemek zorunda kalmıştır. Oğlu Abdullah, annesi ve kendisinin Kur’an’ın, “kadınlardan ve çocuklardan müstaz‘af olanlar” diye bahsettiği (en-Nisâ 4/98) hicretten muaf tutulanlar arasında yer aldıklarını söyler. (Buhârî, “Cenaiz”, 80)

Lübâbe bint Hâris’e büyük oğlu Fazl’a nisbetle Ümmü’l-Fazl denilmiş ve bu künyeyle tanınmıştır. Hz. Abbas ile olan evliliğinden altısı erkek, biri kız olmak üzere yedi çocuk dünyaya gelmiştir. Şair Abdullah b. Yezîd el-Hilâlî, “Hiçbir asil kadın Ümmü’l-Fazl’ın altı oğlu gibi çocuk dünyaya getirmemiştir; kocası da peygamberlerin sonuncusu ve en hayırlısının amcasıdır” demiştir.

Rasûl-i Ekrem zaman zaman baldızı Ümmü’l-Fazl’ı ziyarete gider, saçlarını düzeltmesine ve gözüne sürme çekmesine izin verir, orada bazen öğle uykusuna (kaylûle) yatardı. Sahâbîler, Arafat’ta bulundukları sırada Rasûlullah’ın oruçlu olup olmadığı konusunda ihtilâf etmiş, fakat kendisine sormaya çekinmişlerdi. Bunu gören Ümmü’l-Fazl devesi üzerinde vakfe yapmakta olan Rasûl-i Ekrem’e bir bardak süt göndermiş, onun bunu içmesiyle mesele kendiliğinden halledilmiştir (Müsned, I, 217, 278.)

Hz. Hüseyin’e de sütannelik yapan Ümmü’l-Fazl’ın Hz. Osman’ın halifeliği döneminde ve kocasından önce vefat ettiği rivayet edilmektedir.