Arakan'daki zulüm en çok kadınları ve çocukları vuruyor

Myanmar'ın Arakan eyaletinde ordu ve Budist milliyetçilerin zulmünden en çok etkilenenler kadınlar ve çocuklar oluyor.

Arakanlı Müslümanlar, zulümden kaçarak Bangladeş'e geçmeyi başarsalar bile burada da imkanların yetersizliği ellerini kollarını bağlıyor. Hem Arakan'da yaşadıkları dram hem de kamplardaki yoksulluk kadın, çocuk ve yaşlıları önemli oranda etkiliyor.

Kampların bulunduğu Cox's Bazar kentinin 75 kilometre güneydoğusundaki Bangladeş-Myanmar sınırına giden muhabir, gecenin zifiri karanlığında hayatta kalmak uğruna zorlu yolculuğa çıkan Arakanlı Müslümanları görüntüledi. 

Myanmar-Bangladeş sınırından akan ve Arakanlı Müslümanların Bangladeş'e geçiş mücadelesinin en önemli noktalarından olan Naf Nehri'ne gelen Şura ve oğulları için en büyük engel sınırı geçmekti.

Buraya geldiklerinde, iki oğlu tekne sahiplerine kendilerine yardım etmeleri için yalvarmaya başladı ancak yeterince paraları olmadığı için çaldıkları tüm kapılar yüzlerine kapandı.

ANNE VE OĞULLARI İSTEDİKLERİ YERE GİDEBİLECEKLERİNİ ÖĞRENDİKLERİNDE SEVİNÇTEN ZIPLAMAYA BAŞLADILAR

Anne ve oğulları, kendilerine, "Türk gazeteciler ile yardım gönüllülerini taşıyan tekneye binmeleri ve istedikleri yere götürülecekleri" söylendiğinde ise sevinçten oldukları yerde zıplamaya başladı.

AA muhabirine konuşan oğullardan Resul, annesini şiddetli muson yağmurundan korumaya çalışırken yaptıkları zorlu kaçış yolculuğunu "Ne diyeceğimi bilemiyorum. Annem çok hasta, 10 gündür yürüyoruz." sözleriyle anlattı.

Kaynak: dünyabülteni

Resul, ordu ve Budist milliyetçilerin zulmünden korunmak için tarlalarda, ormanlarda ve yol kenarlarında günlerce yattıklarını söyledi.

Anne Şura, "Çok uzun süredir hastayım, ne zaman hastalığım dayanılmaz bir hal alsa tedavi için Bangladeş'e giderdim. Çünkü Myanmar'daki hastanelerde bizim tedavi olmamıza izin vermiyorlar. Ama köylere saldırmaya başladıklarından beri Bangladeş'e de gidemedim." ifadelerini kullandı.

Bu kez köylerini bir daha dönmemek üzere arkalarında bıraktıklarını dile getiren Şura, "Her zaman karşı tarafa (Bangladeş'e) geçmek zordu ama en azından kendi topraklarımıza dönebiliyorduk." dedi.

Şura'ya, kendilerine Bangladeş'te yardım edebilecek birilerini tanıyıp tanımadıkları sorulduğunda ise verdiği cevap "Hayır." oldu.

MYANMAR ORDUSU HEM ÖKSÜZ HEM YETİM BIRAKTI

Myanmar'daki zulmün çocuk kurbanlarından biri de 4 kişilik ailesinden hayatta kalan tek kişi olan 9 yaşındaki Şefika Alam.

Annesi, babası ve kardeşini, Maungdaw kentindeki köylerini basan ordunun havan topu saldırısında kaybeden Şefika, Arakan'daki zulümden kaçan başka bir aile tarafından bulunup Bangladeş'e geçirilerek hayatta kalmış.

Şefika'yı Bangladeş'e geçiren 3 çocuk annesi Rukiye Ayzul, yaşananları "Onu bulduğumuzda herkes köyü terk etmeye çalışırken, o sadece durmuş etrafı seyrediyordu. Tüm ailesinin katledildiğini anladığımızda onu da yanımızda Bangladeş'e götürmeye karar verdik." diye konuştu.

Giyecek kıyafeti olmadığı için bulduğu havluyu vücuduna saran Şefika, ailesinin adı ve neye ihtiyacı olduğu sorulduğunda sessiz kaldı ve dudaklarından dökülen ilk sözler Fatiha Suresi oldu.

Ayzul ailesi ve küçük Şefika şimdi gıda ve hijyen malzemesi gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadan derme çatma tek göz odada omuz omuza yaşam mücadelesi veriyor.

BANGLADEŞ'E 429 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN ULAŞTI

Myanmar ordusunun, silahlı militanlarla mücadeleyi öne sürerek Arakan'da sivillere yönelik düzenlediği saldırılarda, 25 Ağustos'tan bu yana binlerce Müslüman hayatını kaybetti. Myanmar yönetiminin bölgeye giriş çıkışlara izin vermemesi nedeniyle ölen sivil sayısı tam olarak tespit edilemiyor.

Saldırılarda 200 civarında köy, ordu ve Budist milliyetçiler tarafından yakıldı ya da kullanılamaz hale getirildi. On binlerce Arakanlı Müslüman, can güvenliği nedeniyle hala bölgeden uzaklaşmaya çalışıyor. Myanmar'dan kaçan siviller dağlık bölgeler, Naf Nehri ya da deniz üzerinden Bangladeş'e geçiyor.

Bangladeş'e 25 Ağustos'tan bu yana yaklaşık 429 bin Arakanlı Müslüman ulaştı.

Myanmar'dan kaçıp Bangladeş'e sığınanlar arasında 250 binden fazla çocuk olduğunu duyuran UNICEF, kamplarda, ailelerinden kopan çocuk sayısını bin 822 olarak tespit ettiklerini açıklamıştı.