Fârûk

Arapça bir kelime olan Fâruk, fark (furk, furkân) kökünden türemiş mübâlağalı ism-i fâildir. Fark “iki nesnenin arasını açmak manasındadır. Kurân-ı Kerim’e de hak ile batılı ayıran bir kitap olduğu için Furkân denilmiştir.  Yine hak ile batılın açıkça ayıldığı bir savaş olan Bedir için Kur’an’da “yevmu’l-furkân” geçmektedir.

Bazı hadislerde Hz. Peygamber'in "fark", "farık" veya "faruk" şeklinde tavsif edildiği görülmektedir. "Muhammed insanlar arasında bir farktır" (Buhari, i'tişâm, 2) mealindeki hadiste Rasûl-i Ekrem'in müminlerle kafirleri birbirinden ayırma özelliğine işaret edilmiştir. Diğer taraftan Hz. Ali'ye de Hz. Peygamber tarafından fâruk lakabı­’nın verildiği rivayet edilmektedir. Aynı şekilde Şiiler'in de ona fâruk veya fâruk-ı ekber dedikleri bilinmektedir.

İslam tarihinde fâruk lakabıyla tanı­nan yegâne sahabi Hz. Ömer'dir. Ancak bu lakabın ona kim tarafından verildiği ihtilaflıdır. Bir rivayete göre Hz. Peygamber, Allah Teâlâ hakla batılı Ömer ile ayırdığı için onun faruk olduğunu söylemiş, Hz. Aişe de bir soru üzerine Hz. Ömer'e fâruk lakabını Rasûlullah'ın verdiğini ifade etmiştir. Bunun yanında ilk defa Ehl-i Kitabın Hz. Ömer’i fâruk diye adlandırdığı da ileri sürülmektedir. Bazı rivayetlerde ise Hz. Ömer'e faruk lakabının Allah veya Cebrail tarafından verildiği belirtilmekte ve bununla ilgili olarak şu hadise nakledilmektedir: Medine'de bir yahudi ile bir münafık ihtilafa düştükleri konuda Hz. Peygamber'e başvurmuşlar, ancak Hz. Peygamber'in yahudi lehine hüküm vermesi üzerine münafık ayrıca Ömer'e gitmekte ısrar etmiştir. Konu hakkında Hz. Peygamber'in verdiği kararı öğrenen Hz. Ömer münafığı öldürmüş, bunun üzerine Nisa süresinin 60. ayeti nazil olmuş ve Cebrail Hz. Ömer'i "farûk" diye adlandırmıştır (Zemahşerî, I, 536; Vâhidî, 1621). Hz. Ali'nin de, "Ömer kendisini Allah'ın fârûk diye isimlendirdiği bir kimsedir" dediği belirtilmektedir (İbnü'l-Cevzî, 14).