Cafer b. Ebî Tâlib

Hz. Peygamber’in amcasının oğludur. Ebû Talib’in geçim sıkıntısı çekmesi sebebiyle Cafer amcası Abbas’ın yanında kalmıştır. Hz. Peygamber’e ilk iman edenlerdendir. Hanımı Esmâ bint Umeys ile birlikte ikinci Habeşistan hicretine katıldı. Habeş hükümdarı Necâşî Ashame’nin huzurunda Kureyşli elçilere karşı Müslümanları temsilen bir konuşma yaptı ve Müslümanların himaye edilmesini sağladı.

Bedir Gazvesi sırasında Habeşistan’da bulunan Cafer b. Ebî Tâlib savaşa katılmadığı halde Hz. Peygamber tarafından Bedrî sayılmıştır. Hayber’in fethinden sonra Medine’ye gitmiştir. Hayber dönüşü Cafer’i karşısında gören Peygamber Efendimiz, “Hangisine sevineceğimi bilmiyorum. Hayber’in fethine mi, yoksa Ca‘fer’in gelişine mi?” buyurarak Cafer’i kucaklamış, ganimetten ona ve Habeşistan’dan dönen diğer Müslümanlara pay ayırmıştır.

629 yılında Suriye’ye  gönderilen orduya komutan tayin edilen üç kişiden biri olan Cafer b. Ebî Talib idi. İslam ordusu Mute mevkiinde düşmanla karşılaşmış ve şiddetli bir muharebe geçirmiştir. Cafer b. Ebî Talib’in savaş esnasında kollarının ikisi de kesildi ve şehit oldu. Hz. Peygamber, yüce Allah’ın Ca‘fer’in kesilen iki koluna karşılık iki kanat ihsan ettiğini ve onlarla cennette uçtuğunu haber vermiştir. Bu sebeple kendisine “tayyâr” (uçan) ve “zü’l-cenâheyn” (iki kanatlı) lakapları verilmiştir.