Abdullah b. Ebû Bekir Es-Sıddîk

Kureyş’in Teymoğulları koluna mensuptur. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yakın dostu Hz. Ebû Bekir’in oğludur. Hz. Ebû Bekir’in kızları Esmâ ile öz kardeştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in eşi Hz. Aişe ile de baba bir kardeştir.

Abdullah hicretten önce Mekke’de dünyaya gelmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve babası Hz. Ebû Bekir’in hicreti esnasında çocuk yaşta olmasına rağmen çok önemli bir rol üstlenmiştir. Gündüzleri Mekke’de dolanıyor, müşriklerin toplantılarını takip ediyor ve oradan edindiği bilgileri gece olunca babasına ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’e ulaştırıyordu. Abdullah, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Mekke’den haber almak için kullandığı bir casus gibidir. Abdullah kimseye görünmeden geldiği gibi sabaha karşı da Mekke halkına görünmeden dönüyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.) hicretini tamamlayınca Abdullah da aile efradı ile hicret etmiştir.

Hz. Aişe onun hicretteki başarısının akıllı, cesur ve becerikli oluşuyla açıklamaktadır. Abdullah Âtike isimli bir hanım sahâbî ile evlenmiştir. Abdullah karısına çok düşkündü. Karısına olan bu düşkünlüğü onu bazı görevleri yerine getirememesine sebep olmuş. Bu duruma kızan Hz. Ebû Bekir oğlu Abdullah ile gelini Âtike’yi ayırmıştır. Eşinden ayrılmaya çok üzülen ve karısının hasretine dayanamayan Abdullah durumunu şiirle anlatmaya çalışmıştır. İçli şiirler terennüm ederek babasının merhametine mazhar olmuş ve tekrar karısı ile birleşmiştir. Karısı Âtike, Said b. Zeyd’in kız kardeşidir.

Abdullah Taif muhasarasında aldığı bir yara sonucunda hayatını kaybetmiştir. Mekke’nin fethi ve Huneyn savaşına da katılmıştır. Abdullah Medine’de vefat ettikten sonra cenaze namazını babası Hz. Ebû Bekir kıldırmıştır. H. 11/632-33. Abdullah’tan günümüze bir hadis gelmiştir.