Abdullah b. Cüd’ân

Kureyş’in Teymoğulları koluna mensup olup Hz. Ebû Bekir’in babasının amcasının oğludur. Babası Cüd’ân b. Amr, annesi Su’da bint Uveyc b. Sa’d’dır. 

Gençliğinde çok başına buyruk biri olduğu ve cinayetler işlediği için ailesini ve kabilesini sürekli diyet ödemek mecburiyetinde bıraktığı aktarılmaktadır. Bu duruma kavmi daha fazla dayanamamış onu ve ailesini kabileden çıkarmıştır. Bu olaydan sonra kervan ticareti ve köle alıp satma ile uğraşmış ve bu işten büyük paralar kazanarak zengin olmuştur. Zengin olduktan cömertliği artmış, birçok köle azat etmiştir. Meşhur sahâbîlerden olan Süheyb-i Rûmî’de onun kölelerinden biri idi. Abdullah hac, umre veya ticaret maksadı ile Mekke’ye gelenlerin mallarını korur ve onlara sayısız ikramda bulunurdu. Bu durumu bazı şairlerin şiirlerine bile konu olmuştur. Onun bu cömert tavrı Mekke’de de itibar kazanmasını sağlamıştır.

Abdullah b. Cüd’ân’ı bizim açımızdan önemli yapan olay ise aralarında Hz. Peygamber (s.a.v.)’in de bulunduğu Hılfü’l-Füdûl anlaşmasının düzenleyenler arasında olmasıdır. Bu anlaşma, zulme uğrayan mazlum birinin hakkını zalimlerden alıncaya kadar mücadele etme esasına dayanıyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in de destek verdiği bu birliğin başında Zübeyr b. Abdülmuttalib ve Abdullah b. Cüd’ân bulunuyordu. Bu anlaşma sayesinde sadece Mekke’de değil Arap yarımadasında büyük bir şöhret kazanmıştır.

Abdullah b. Cüd’ân’ın nübüvvetten 10 yıl kadar önce Mekke’de öldüğü düşünülmektedir.